Başarılı bir kurum olan SALKONDER Başkanı Hakan Turan tarımın ilerlemesi için yeni açıklamalar yaptı. Turan yaptığı açıklamalarda sözleşmeli tarıma dikkatleri çekti. Hakan Turan tarafından yapılan açıklamada:
“BM raporuna göre 2019 yılında dünyada 931 milyon ton gıda çöpe atılmış. Sözleşmeli tarımda, çiftçinin finansman sorununu büyük bir ölçüde çözüyoruz. Alım gücü artıyor, rekabete katkı sunuyoruz. Çok ciddi gıda israfının da önüne geçilmiş oluyor” dedi.
Ürün Geliştirmeyle İlgili Finansman İhtiyacımız Var!
TEB Tarım Bankacılığı Pazarlama Müdürü Dr. Onur Terzi, stok finansmanına dikkat çekerek, rekabet etmek için gerekli adımları anlattı. Dr. Terzi, “Stok finansmanı sadece arzla ayarlanmaz. Aynı zamanda tüketiciye sunulan saklanabilir taze gıda ürünlerinde de stok finansmanı ihtiyacı olduğu görülüyor. Bu konu ancak ihtisaslaşmayla çözülebilir. Para verecek olan finansal kurum risk azaltan tedbirleri, akışı görecek ondan sonra kaynak getirebilecektir. Pazarlık gücü her ne kadar fiyatla, lojistikle yakından bağlantılı olsa da ürün geliştirmeye yönelik finansman ihtiyacı var. Rekabeti 4 finans bacak üstüne kurabiliriz. Birincisi ölçeğin artırılması, kümelenebilmesi, çiftçiyi bir araya getirmeye ihtiyaç var. Bir takım teknolojik tedbirlerle finansman maliyetinin düşürülmesi lazım. Stok finansmanı tarafında ihtisaslaşmaya ihtiyaç var. Bu ihtisaslaşma sektörü çok iyi öğrenmekten geçer. Ürün geliştirmeye yönelik de finansman gerekiyor” diye konuştu.
Türkiye İşlenmiş Domates Üretiminde Beşinci!
Salça, Dondurulmuş ve Konserve Gıda Sanayicileri Derneği (SALKONDER) Başkanı Hakan Turan ise sektörün ihracat ve üretim rakamlarını paylaşarak, sözleşmeli tarım modeline yönelik bilgi verdi.
2020’de tarımın yüzde 5,8 büyüdüğünü belirten Turan, “Büyümede, pandemi döneminde tarım ve gıda sektöründe çalışanları kutlamak lazım. Tarlada, fabrikada, dağıtımda hiçbir kesintiye uğratmadan fedakarca çalıştılar. Türkiye’nin tarımsal ürün ihracatı 21 milyar dolar civarında. 2023’te bunun ikiye katlanması hedefleniyor. Potansiyel var, üretime dayalı kararlı politikalarla yapabiliriz. Üretime dayalı büyümeyi sağlamaya çalışırsak başarabileceğimizi düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Domates ürünlerini ihraç ederken lider konuma gelmek için önemli fırsatlar olduğunu aktaran Turan, “Türkiye işlenmiş domates ürünlerinde ABD, Çin, İtalya ve İspanya’dan sonra dünyada beşinci büyük üretici konumundadır. 2,5 milyarlık bir pazar büyüklüğü var, yüzde 60’ı ihraç ediliyor. Türk üreticilerinin özellikle ihracat tarafında Avrupa, Ortadoğu ve Afrika pazarlarında salça ve tüm domates ürünlerinde lider konuma gelmesi için gerçekten önemli fırsatlar var. Yeter ki el ele vererek kamu desteğini alarak doğru zirai politikaları uygulayalım. Ölçek bizi rekabette geriye düşürüyor. Modernizasyon ve dijitalleşme şart, örgütlü yapı ve yüzde 100 sözleşmeli tarım ise gerekliliktir” dedi.
Sözleşmeli Tarım Rekabete Katkı Sağlar!
Sağlıklı üretim zinciri için çiftçinin karlılığının garanti alında olması gerektiğini söyleyen Turan, “Çiftçi sözleşmeli tarımda ne ekeceğini ne kadar ekeceğini biliyor. Aşağı yukarı ne kadar gelir elde edeceğini biliyor. Buna göre ikinci bir ürün veya tarlanın diğer kısımları için planlama yapıyor. Sözleşme belli, çiftçiyle anlaşma yapıyoruz. Çok ciddi gıda israfının önüne geçilmiş oluyor. BM raporuna göre 2019 yılında dünyada 931 milyon ton gıda çöpe atılmış. Belirsizlik olmuyor, sözleşmeli tarımda çiftçinin finansman sorununu büyük bir ölçüde çözüyoruz. Alım gücü artıyor, rekabete katkı sunuyoruz. Kalite çerçevesinde pestisit oranlarına bakılıyor buna göre ödeme yapılıyor. Çiftçi, sözleşme olduğu için kredi kullanabiliyor. Çiftçinin finans okuryazarlığının olması elzem bir konudur. Nakit akışı konusu hayati öneme sahiptir” diye konuştu.